Yurt dışında faaliyet gösteren Türk müteahhit firmalar ve onlarla birlikte çalışan işçiler için hukuki belirsizliklere son veren yeni bir düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. Yapılan yasa değişikliği, iş sözleşmelerinde hangi ülkenin hukukunun geçerli olacağına dair önemli hükümler getiriyor.
TBMM’de kabul edilen yasa değişikliğiyle yurt dışında görev yapan Türk işçileri ve müteahhitleri yakından ilgilendiren kritik düzenlemeler yürürlüğe girdi. İş sözleşmelerinde hangi ülkenin hukukunun geçerli olacağı netleşti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen yeni yasal düzenleme, yurt dışında çalışan Türk işçileri ve müteahhit firmaları doğrudan etkileyecek önemli değişiklikler içeriyor. Özellikle iş sözleşmelerinde hangi ülke hukukunun geçerli olacağı konusundaki belirsizlikler giderilirken, hem işveren hem de işçiler için bağlayıcı kurallar netleşti.
Hedef ise 2024’te yalnızca 14 bin seviyesinde kalan yurt dışına çıkan işçi sayısını yeniden 100 binlere taşımak.
TBMM’de kabul edilen düzenleme ile 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 27. maddesi değiştirildi. Yeni düzenlemeye göre, “İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari koruma saklı kalmak üzere, tarafların sözleşmeyle belirledikleri hukuka tabidir” hükmü getirildi. Bu sayede, yurt dışındaki projelerde çalışan işçilerin sözleşmelerinde açıkça belirtilen hukuk kuralları uygulanabilecek.
Ancak bu durumun istisnaları da bulunuyor. Çalışma süresi, fazla mesai, ara dinlenme süresi, resmi ve genel tatiller, bayramlar ve izinler gibi işin yapıldığı ülkede uygulanmak zorunda olan konular için o ülkenin yerel hukuk sistemi geçerli olacak. Yani Türk işçileri, görev yaptıkları ülkedeki emek mevzuatına göre bu başlıklarda çalışacak.
Öte yandan, kıdem tazminatı, zaman aşımı süreleri, feshin ihbarı gibi temel iş güvencesi konularında ise Türk hukuku geçerliliğini koruyacak. Bu da devletin çalışanlarını koruyucu bir pozisyonda tutmayı sürdürmesi anlamına geliyor. Hâkimler, sözleşmede farklı bir hukuk belirlenmiş olsa bile, sözleşmeyle daha sıkı ilişkili olan ülkenin hukukunu uygulama yetkisine de sahip olacak.