Balıkesir’in Gönen ilçesinde, kültürel mirasın önemli örneklerinden biri olan ve coğrafi işaretle tescillenen iğne oyası, kadınlar için hem geçim kaynağı hem de sosyal dayanışma alanı haline geldi. Kadınlar, ürettikleri el emeği göz nuru oyaları Gönen’de kurulan pazarda ya da kooperatif aracılığıyla satarak aile bütçelerine katkı sağlıyor.
Gönen Belediyesi’nin girişimiyle 2014 yılında coğrafi işaret tescili alan iğne oyası, ilçede kuşaktan kuşağa aktarılan bir gelenek olarak yaşatılmaya devam ediyor. Gönenli kadınların çoğu bu sanatı küçük yaşlarda annelerinden öğreniyor. El işçiliğiyle hazırlanan oyalar, eşarp, havlu, seccade ve yatak örtüsü gibi ürünlerin kenar süslemesinde kullanılırken, son yıllarda takı ve aksesuar olarak da yeniden yorumlanıyor.
Oya Pazarı 65 Yıldır Kuruluyor
Gönen’de her salı sabahı kurulan ve yaklaşık 65 yıllık geçmişe sahip olan oya pazarı, kadınların kendi ürettikleri ürünleri doğrudan satışa sundukları önemli bir platform olma özelliğini taşıyor. Pazar, çevre il ve ilçelerden gelen kadınların da ilgisini çekiyor.
Kadınlar ayrıca, Gönen Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi aracılığıyla ürünlerini yurt geneline ve yurt dışına da ulaştırıyor.
“Oyayı Modernize Ettik”
Kooperatif Başkanı Hüsniye Tanrıverdi, Gönenli kadınların becerikli ve üretken olduğunu vurgulayarak, geleneksel oyaların güncellenmesi gerektiğini ifade etti. Tanrıverdi, “Çeyizlik olarak yapılan oyalar sandıklarda kalıyordu, görünür değildi. Biz bu el işçiliğini takı ve aksesuara dönüştürerek günlük yaşamda kullanılabilir hale getirdik. Kadınların iş hayatında veya sosyal yaşantısında iğne oyası kolyeyi rahatlıkla takabilmesini istiyoruz” dedi.
Tanrıverdi, 2018 yılında Gönenli kadınların desteğiyle hazırlanan iğne oyası şeftali ağacı çalışmasıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girdiklerini de hatırlatarak, bu geleneksel el sanatını bilimsel zeminlerde belgelemeyi ve gelecek kuşaklara aktaracak kaynaklar oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Aile Boyu Üretim ve Terapi Etkisi
Kooperatif üyesi kadınlardan Naciye Kocabaş (47), iğne oyasının kendisi ve kızı için hem bir uğraş hem de iletişim aracı olduğunu belirtti. Kızı Ecrin’in derslerinden sonra oyaya ilgi gösterdiğini belirten Kocabaş, “Bu iş sayesinde çocuklarımla vakit geçiriyor, birlikte üretiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ecrin Kocabaş (8) ise annesinden öğrendiği oya yapımını ileride sergi açacak seviyeye taşımak istediğini dile getirerek, “İleride öğretmek istiyorum” dedi.
Kooperatif üyelerinden Bilgi Dede, annesinin iğne oyasını birçok kişiye öğrettiğini ve bu işin kendisi için bir rahatlama yöntemi olduğunu söyledi. Dede, “Eşim bile sinirlendiğimde, ‘Oyanı al terasa çık, kendine gel’ diyor. Gerçekten de psikolojik rahatlama sağlıyor. Bence stresli olan herkes öğrenmeli” şeklinde konuştu.
70 yaşındaki Nihal İncioğlu ise küçük yaşlarda öğrendiği iğne oyasının, zaman içinde farklı alanlarda kullanılmaya başlandığını ve gençlerin yaratıcılığıyla yeni formlar kazandığını anlattı.
Pazar esnafı Nuriye Gülmez de yaptığı satışlarla çocuklarına ve torunlarına harçlık gönderebildiğini belirtti. İğne oyası üretimi, Gönenli kadınlar için yalnızca ekonomik bir kazanç kapısı değil; aynı zamanda sosyal bağları güçlendiren kültürel bir dayanışma ağı olarak öne çıkıyor.