Görünüşte taptaze ama aslında kimyasal dolu. Uzmanlara göre bazı sebze ve meyveler, ne kadar yıkansa da pestisit kalıntısından arınmıyor. İşte o meyve sebzeler…
Günümüzde tarımsal üretimde verimi artırmak, ürün kayıplarını önlemek ve zararlı organizmalarla mücadele etmek amacıyla pestisit kullanımı oldukça yaygınlaştı fakat bu kimyasal maddeler yalnızca tarlalarda değil artık doğrudan soframızda da karşımıza çıkıyor. Hasat sonrası meyve ve sebzelerin üzerinde veya dokularının içinde kalan bu kimyasallara “pestisit kalıntısı” adı veriliyor. Üstelik bu kalıntılar çoğu zaman gözle fark edilemiyor ve sıradan bir yıkama işlemiyle tamamen uzaklaştırılamıyor.
Bilimsel araştırmalar, pestisit kalıntılarına uzun süreli ve düşük dozda maruz kalmanın bağışıklık sistemini zayıflattığını, hormonal dengeleri bozabileceğini ve hatta kanser riski dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini gösteriyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve hassas bünyeye sahip bireyler bu kimyasallara karşı çok daha savunmasız.
İŞTE PESTİSİT KALINTISI EN YÜKSEK SEBZE VE MEYVELER
Bazı sebze ve meyveler, yapıları gereği pestisitleri daha fazla emiyor ve yüzeylerinde daha uzun süre tutabiliyor. İşte pestisit kalıntısına en sık rastlanan 10 gıda:
– Çilek: Yüzeyindeki binlerce küçük tohum, pestisitleri adeta mıknatıs gibi çekiyor. Üstelik yumuşak dokusu bu kimyasalların meyvenin içine işlemesini kolaylaştırıyor. Yıkamak yeterli olmuyor.
– Ispanak: İnce yapraklı yapısı ve toprağa çok yakın büyümesi, onu ilaç kalıntılarına karşı savunmasız hale getiriyor. Özellikle açık alanda yetiştirilen ıspanaklarda kalıntı oranı yüksek çıkabiliyor.
– Nektarin ve şeftali: İncecik kabukları, pestisitlerin meyve içine doğrudan geçmesine neden olabiliyor. Özellikle ithal edilen ürünlerde kullanılan koruyucu kimyasallar daha yoğun olabiliyor.
– Elma: Parlak görünümleri için çoğu zaman pestisit kalıntısı içeren mum veya kimyasal kaplamalarla işleniyor. Dış yüzeyi soymadan tüketildiği için doğrudan vücuda geçebiliyor.
– Üzüm: Salkımdaki her bir tanesi ayrı ayrı ilaçlandığı için kalıntı yoğunluğu yüksektir. Ayrıca kabuklu tüketildiğinden risk artar.
– Dolmalık biber ve biber türleri: Pürüzsüz dış yüzeyi pestisitin yapışmasını kolaylaştırırken, yumuşak dokusu kimyasalların içeri işlemesine neden oluyor. Özellikle sera üretimi olanlar daha yüksek risk taşıyor.
– Kiraz: Yıkanmasına rağmen yüzeyindeki kalıntı zor çıkıyor. Kabuk soyulmadan yendiği için tüm kimyasal doğrudan tüketiliyor.
– Domates: Sera ortamında yetiştirilen domatesler pestisit açısından daha yoğun risk altında. Bazı analizlerde market domateslerinin kalıntı sınırını aştığı tespit edildi.
– Patates: Toprak altında yetişmesine rağmen kullanılan sistemik tarım ilaçları doğrudan köke kadar ulaşabiliyor. Kabukla birlikte tüketildiğinde pestisit kalıntıları alınabiliyor.
– Yeşillikler (Marul, Roka, Maydanoz vb.): Su tutucu yapıları nedeniyle sadece pestisit değil, kirli sulardan gelen bakterileri de barındırabiliyorlar. Sirkeli ya da karbonatlı suda bekletilmeden tüketilmemesi öneriliyor.
PEKİ NE YAPMALI?
Pestisit kalıntılarını tamamen yok etmek çoğu zaman mümkün olmasa da, bazı basit yöntemlerle bu riski azaltmak mümkün. Sebze ve meyveleri sirkeli, limonlu veya karbonatlı suda 10-15 dakika bekletin. Kabuğu soyulabilen meyveleri mümkünse kabuklu tüketmeyin. Mümkün olduğunca organik ve yerel üretim ürünleri tercih edin. Açık pazarlarda satılan ürünlerin menşeine dikkat edin. Sık sık tüketilen gıdalarda çeşitlilik yaratın, aynı ürünü sürekli almak yerine dönüşümlü tüketin.